abd haberleri canlı haber
Biyografi

Köprülü Mehmed Paşa kimdir? Köprülü Mehmed Paşa hayatı nedir?

Köprülüler ailesine adını veren paşa. Köprülü lakabını, zevcesinin memleketi ve kendisinin de yerleşme ve işden ayrı kaldığı zamanlarını geçirme yeri olup, o zaman Amasya sancağına bağlı bulunan ve bugün Vezirköprü adıyla anılan Köprü kasabasından aldı. Aslen Arnavud’dur. 1571 yılında Belgrad’ın Rudnik kasabasında doğmuş, devşirilerek İstanbul’a getirilip saraya alınmıştı. On yedinci yüzyıl başlarında girdiği sarayda önce 1613’de Matbah-ı âmirede, daha sonra Hazînede ve silâhdâr Hüsrev Paşa’nın yanında çalıştı. Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle tanındı. Hazîneden sipahilikle taşraya çıkarıldı. Bir müddet sonra tımar alarak Köprü’ye gitti. Sancak beyinin kızıyla evlendi. Sarayda yanında hizmet gördüğü Boşnak Hüsrev Paşa yeniçeri ağası olunca, o da yeniçerilere katıldı. Hüsrev Paşa’nın sadrâzam olmasıyla da hazinedarlığa getirildi.

1632 yılında Amasya sancakbeyi olan Köprülü, burada gösterdîği başarıdan dolayı İstanbul ihtisâb ağalığına getirildi. Sonra sırasıyla tophâne nâzırlığı, sipâhî birlikleri ağalığı yaptı. Bağdâd kuşatmasına Çorum sancakbeyi olarak katıldı. Kemankeş Mustafa Paşa’nın sadrâzamlığı sırasında önce saray kapı ağalığına, sonra da ıstabl-ı âmire ağalığına getirildi. Sadrâzam sultanzâde Mehmed Paşa zamanında siyâsette gösterdiği başarılar sebebiyle iki tuğlu vezir yapılarak Trabzon beylerbeyliğine gönderildi.

1647 yılında sultan İbrâhim’in hanımına has olarak verilen Şam’a, vergi tahsildarı oldu. Daha sonra Sivas’da celâli Vardar Ali’yi te’dîb ve uzaklaştırmakla görevlendirdiyse de yapılan çarpışmada tutsak düştü. Fakat İbşir Paşa tarafından kurtarılarak yine celâlîler üzerine gönderildi. Ertesi sene, Katırcıoğlu isyânını bastırmakla görevli iken, halka zulmettiğinden dolayı yakalanması için hakkında hatt-ı hümâyûn çıkan Boynueğri Mehmed Paşa üzerine gönderildi. Aldığı tedbirlerle bu işi de kısa sürede hâlletti. Bundan sonra İstanbul’a dönerek dördüncü Mehmed Han’ın saltanatının ilk yıllarında kubbe veziri oldu. Bir süre sonra sadrâzam Gürcü Mehmed Paşa tarafından azledilerek Köstendil’e sürüldü. Bilâhare bir müddet Köprü’de kaldı. Boynueğri Mehmed Paşa’nın sadâreti esnasında iç ve dış buhranın had safhaya ulaştığı sırada, reîsülküttâb Mehmed Efendi ve mimarbaşı Kâsım Ağa’nın teklifleriyle sadrâzamlığa getirildi.

Köprülü Mehmed Paşa, yıllarca süren devlet hizmeti sırasında dürüst ve kabiliyetli bir yönetici olarak ün yaptı ve çok tecrübeler kazandı. Sadrâzamlık teklif edildiği zaman pâdişâhla görüştü; kendisinden önceki sadrâzamların ne kadar kabiliyetli olurlarsa olsunlar asker ve saray müdâhaleleri sebebiyle iş yapamaz duruma geldiklerini, geniş yetkiler verilmediği takdirde kendisinin de başarılı olamayacağını arzetti. Bunun üzerine dördüncü Mehmed Han, Paşa’ya o güne kadar görülmemiş yetkiler vererek, sadrâzamlık makamına getirdi ve çok duâlar etti (14 Eylül 1656). Paşa bu sırada seksen yaşındaydı.

Köprülü Mehmed Paşa, sadrâzam olduktan sonra saray mensupları, ihtiyar paşanın bir iş yapacağını tahmin etmeyerek, kendisine ehemmiyet vermeden âdetleri üzere hükümet işlerine karışmaya devam etmek istediler. Bunun üzerine Mehmed Paşa, Pâdişâh’a te’sir edip işlerine engel olmak isteyen hasodabaşı Halîl Ağa’yı tekaüde ayırıp, yerine Safer Ağa’yı getirdi. Bozcaada’nın düşman eline geçmesine sebeb olan Abaza Ahmed Paşa’yı İstanbul’a getirterek derhâl îdâm ettirdi. Bunun üzerine sipahilerin ayaklanma çıkarmak istediklerini öğrenince, yeniçerileri kendi tarafına çekip, bütün sipahi elebaşlarını öldürttü. Kilit mevkilere; güvenilir, dürüstlüğüyle tanınan kişileri getirdi.

Devletin içte ve dışla büyük buhranlar geçirdiği bir sırada, içerdeki bâzı gayr-i müslim unsurlar da büyük ümide düşmüşlerdi. Hattâ bu arada ortodoks kilisesinin mevcudiyetini Fâtih Sultan Mehmed’in himaye ve müsamahasına bağlı olduğunu unutan Rum patriği üçüncü Partenios’un, devletin bu karışık vaziyetinden istifâde ile Ortodoks kilisesine bağlı olan Eflâk ve Boğdan voyvodalarını isyâna teşvik ettiği, ele geçen mektubundan anlaşıldı. Ayrıca rumların yeniçeri kıyafetine girip isyân edeceklerine dâir haberler alan Köprülü Mehmed Paşa, derhâl patrikhâneyi bastırdı. Nitekim içeride bu iddiaları doğrulayıcı mâhiyette kırk-elli kat dolama, fes ve yeniçeri üsküfü elde edildi. Bundan sönra rum patriği Partenios’u huzuruna çağıran sadrâzam, devlete karşı giriştiği bu hareketlerin karşılığı olarak, verdiği bir emirle onu Parmakkapı’da îdâm ettirdi (24 Mart 1657).

Fâtih Sultan Mehmed’in tâyin ettiği patrikten itibaren bu üçüncü Partenios’a kadar bütün rum patrikleri, milleti tarafından seçildikten sonra bizzat pâdişâhlar tarafından kabul olunurlarken, bundan sonra kendilerine karşı yapılan bu imtiyazlı muamele kaldırılarak, vezîriâzamlar tarafından kabul edilmeleri kânun olmuş ve bu tarz, tanzîmâta kadar devam etmiştir.

Eski sadrâzamlardan Siyâvuş Paşa, Köprülü’nün kendisini Şam beylerbeyliğinden alma emrine karşı gelerek isyân çıkartınca, Köprülü kendisinin idamını istedi. Siyâvuş Paşa’nın saraydaki yakınları buna mâni olmak için müdâhale ettiklerinde, Köprülü derhâl istifa etmek için huzura çıktı. Fakat dördüncü Mehmed Han kendisine güvendiğini, hizmetlerine devam etmesini emrederek, Siyâvuş Paşa’nın idamı için hatt-ı hümâyûn verdi. Bundan sonra saraydaki ağaların hepsini görevden alan Köprülü Mehmed Paşa, yerlerine emîn devlet adamlarını yerleştirdi (23 Haziran 1657).

İstanbul’da kudret ve iktidarını gösteren Köprülü Mehmed Paşa, Venedik’le olan uzun ve yıpratıcı savaşı sona erdirmeye, Çanakkale ablukasını kaldırmaya ve Girid’in fethini tamamlamaya karar vererek, sefer hazırlıklarına girişip yeni bir donanma hazırlattı. Fakat bütün bu çalışmalara rağmen kapdân-ı derya Topal Mehmed Paşa, Çanakkale boğazındaki ablukayı kaldıramayınca cezalandırıldı. Bir süre sonra Venedik amirali Moçeniko bizzat kendi amiral gemisi başta olduğu hâlde, Osmanlı baştardesini zaptetmek üzere Kumkalesi önünden geçerek taarruz etti. Venedik amiral gemisi tam Osmanlı baştardesini almak üzere iken Kumburnu’ndaki metrislerden Kara Mehmed adındaki bir topçu tarafından atılan bir gülle, Venedik amirali baştardesinin barut mahzenine isabet ederek baştardeyi havaya uçurdu. Bu muvaffakiyetli isabet, bozulmuş olan kuvve-i mâneviyenin düzelmesini sağladı ve Osmanlıların galebesini te’min etti. Akdeniz’de Kuzey Afrika kıyılarındaki Osmanlı gemilerinden meydana getirilen yeni bir filoyla, Bozcaada ve Limni de Venediklilerden alınınca, bundan sonra boğazın Venediklilerce ablukası imkânsız hâle geldi. Yıllardır devleti uğraştıran bu mes’elenin hallolması, Köprülü Mehmed Paşa’nın siyâsî kudretini arttırdı.

Bundan sonra Köprülü ilk olarak Girid’in fethini düşünmekte idi. Ancak Erdel ve Anadolu’da isyânların çıkması bu hayırlı teşebbüse mâni oldu.

Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu karışıklıklardan ve Venediklilerle meşgul olmasından dolayı isyân eden Erdel prensi Gyürgy Rakoczy, katoliklere karşı protestan direnişinin lideri olduğunu îlân ederek İsveç kralı yanında Eflak ve Boğdan prensleriyle de anlaşarak Macaristan ve Lehistan’ı fethetme hayâllerine kapıldı. Durumun vehâmetini sezen Köprülü Mehmed Paşa, dördüncü Mehmed Han’a durumu arzedip, bölgeye Kırım tatarlarının gönderilmesi gerektiğini bildirdi. Gönderilen hatt-ı hümâyûnla harekete geçen Kırım tatarları, büyük bir ordu ile gelerek Erdel’i itaat altına aldılar. Rokoczy, Varşova’dan çekilmek zorunda kaldı. 1657 yazı sonunda Vistül nehri yakınlarında yapılan savaşta da yenildi.

Buna rağmen Rakoczy, Pâdişâh’a bağlılığını tekrarlamaktan kaçınınca, Köprülü Mehmed Paşa büyük bir orduyla üzerine yürüdü (23 Haziran 1658). Kırım tatarları da harekete geçerek akın hareketlerinde bulundular. Eylül 1658’de krallığın merkezi olan Erdel Belgrad’ı zaptedilince, Rakoczy, Habsburg topraklarına kaçtı. Erdel prensliğine Acos Barccai getirildi. Osmanlı birlikleri Yanova, Şebeş ve Lagos kalelerine yerleşerek Erdel’in tekrar ayaklanmasını önlediler. Rakoczy 1660’da ölünce taraftarları, onun generallerinden biri olan Kemeny Janos’un çevresinde toplandılar. Habsburg’luların desteğini de alan Janos, kral îlân edildi. Sonra Barccai’yi öldürüp, ülkenin büyük bir bölümünü ele geçiren Janos, Osmanlı kuvvetlerine yenilip Habsburg topraklarına kaçtı. Bir süre sonra Habsburglulardan sağladığı birliklerle tekrar döndüyse de yakalanıp öldürüldü. Erdel prensliğine Apafi Mihâil’i getiren Köprülü Mehmed Paşa, Anadolu’da çıkan iç isyânları bastırmak için acele ile İstanbul’a döndü.

Nitekim Köprülü Mehmed Paşa’nın ve ordunun Avrupa’da olmasından istifâde eden Abaza Hasan Paşa, çıkardığı büyük bir isyân hareketiyle İstanbul üzerine yürümüştü. Bu tehlikeli durum üzerine Erdel isyânını bastıran Köprülü, hızla İstanbul’a gelerek orduyu Üsküdar’a geçirdi. Askerin kendisine bağlılığını sağlamlaştırmak için altı aylık maaşlarını peşin verdi. İsyanın elebaşılarına gizlice adamlar yollayarak aralarını açmaya çalıştı. Baskıyı hisseden Abaza Hasan Paşa, Eskişehir’e çekilirken, adamlarının çoğunu hem para almak, hem de sadrâzamı öldürmek için Osmanlı ordusuna katılmak üzere gönderdi. Köprülü Mehmed Paşa ise, sayısı 6.000’i bulan bu sahte askerleri tesbit edip hepsini öldürttü. Sonra harekete geçerek Abaza’nın üzerine yürüdü. Bu arada durmadan gerileyen Abaza Hasan Paşa, her geçen gün kuvvet kaybediyordu. Bu yüzden bir süre sonra barış çağrısında bulundu. Köprülü Mehmed Paşa ise bu barış çağrısına uymuş görünerek, tertiplediği bir ziyafette Abaza Hasan Paşa dâhil bütün isyâncı elebaşlarını ele geçirerek cezalarını verdi. Böylece bir darbe ile bütün isyâncıları zararsız hâle getiren Paşa, bundan sonra geniş bir araştırmaya girerek Anadolu’daki isyânlara karışmış, destek olmuş kişileri tespit edip cezalandırdı.

Anadolu’da huzuru sağladıktan sonra İstanbul’a dönen Köprülü Mehmed Paşa, Fransızların Girid’de Venediklilere yardım ettiklerini öğrenince, İstanbul’daki Fransız uyrukluları hapsedip Fransa’yla münâsebetleri kesti. Sonra da çok yorulduğunu bildirip, oğlu Şam beylerbeyi Fâzıl Ahmed Paşa’yı yerine teklif ederek istifa etti. Bu teklif üzerine sadrâzamlığa getirilen Fâzıl Ahmed Paşa, yola çıkıp İstanbul’a geldi aynı gün Köprülü Mehmed Paşa Edirne’de vefât etti (30 Ekim 1661). Cenazesi İstanbul’a getirilip Dîvânyolu’nda yaptırmış olduğu külliyedeki türbesine defnedildi.

Devletin içinde bulunduğu zor durumdan kurtulması için gece-gündüz demeden çalışan Mehmed Paşa, Anadolu ve Rumeli’de bir çok hayır eserleri vücûda getirdi. Bozcaada’da câmi, mescid, mektep, hamam, dükkanlar, yel değirmenleri, Yanova’da câmi, mektep, dükkanlar, Rudnik’de câmi, mektep, Turhal’da han, Vezirköprü’de çeşme ve namazgah, Lefke’de Karaoğlanbeli denilen yerde câmi, mektep, han, Şam eyâletinde köprü, Şugur’da câmi, mescid, mektep, han, Gümüşhacıköy’de câmi, mektep ve han, Bolu sancağında Taraklı kasabasında câmi ve mektep yaptırmıştır. Bunların giderlerinin karşılanması için de; Limni, Yanova, Köprü, Osmancık, Merzifon, Akhisar, Bilecik ve daha bâzı yerlerde mülk köylerini bütün resimleri ve hâsılatı ile vakfetmişti. Ayrıca Erdel’de Arad kasabasında su yolu, Hendek ile Sapanca arasında uzun bir köprü yaptırmıştı. Hekimhanı ve Antalya’da da vakıfları vardı. Vefâtından önce, oğluna Anadolu’daki vakıflarını unutmamasını, Rumeli’deki yarım kalmış hayratı ile Çenberlitaşdaki te’sisleri tamamlamasını vasiyet etmişti.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
İstanbul evden eve nakliyat izmir dijital ajans dijital pazarlama vds satın al