abd haberleri canlı haber
Tarih Ansiklopedisi

Melikü’t-tüccâr ne demek? Melikü’t-tüccâr nedir? Melikü’t-tüccâr tarihi!

“Tüccarların Başkanı” anlamına gelen bu terim ilk defa Celayirler döneminde (1340–1431) kullanılmış, bu unvanla tacirler atanmıştır. Timurlular döneminde de aynı unvanda tüccarların olduğu belirtilmektedir. Safevîler döneminden itibaren tüccarlar arasında bu unvanı taşıyan ve hükümetin gözetiminde çalışan görevliler daha öne çıkmaya başladı. Ancak bu dönemdeki fonksiyonları hakkında ayrıntılı bir bilgi yoktur. Melikü’t-tüccâr makamının asıl işlevi Kaçarlar dönemiyle önem kazanmıştır.

Melikü’t-tüccârların XIX. yüzyıldan itibaren işlevleri arttığı için ticarî hayatta da önemli görevler üstlendiler. 1807 yılında Avrupalı bir seyyaha göre İran’da melikü’t- tüccâr özellikle sarraflık işiyle uğraşmakta ve ürünlerini yüksek fiyattan şaha satmaktaydı. 1844 yılına gelindiğinde sadece Tahran ve Buşehr’de melikü’t-tüccâr bulunurken bu yıldan sonra sayıları hızla artarak her şehirde bu unvanlı tüccarlar ortaya çıktı. Bunda şüphesiz Kaçar Muhammed Şah’ın 1844 yılında İngiliz tüccarlar lehine çıkardığı ferman karşısında ayakta durabilmek için birlik oluşturma düşüncesinin etkisi olmuştur. Dolayısıyla ticaret merkezi olan her şehre melikü’t-tüccâr atanarak bu tip organizasyonlar hızla çoğalmıştır. Nasiruddin Şah zamanında melikü’t-tüccârların yetkilerinin daha da genişletildiği görülmektedir.

Melikü’t-tüccâr şehirdeki en zengin ve etkili kişiler arasından seçilir, vali tarafından onaylandıktan sonra göreve başlardı. Başlıca vazifeleri meslektaşları arasında çıkan ihtilafları çözmek ve satıcı ile olan sorunları gidermekti. Bir tüccarın iflası durumunda kurulan hakem kurulunun başına da o getirilirdi. Pazar yerlerinin, gece bekçilerinin organizasyonunu sağlamak da görevleri arasındaydı.

Melikü’t-tüccârların çoğu, şehirlerde cami, köprü, kervansaray ve kapalı çarşılar inşa ettirmiştir. Şehirdeki bazı büyük tüccarların ne melikü’t-tüccâr olmayı, ne de o makama gelene uymayı kabul ettiği nakledilir. Bu durumda onlar gayriresmî olarak tüccarların reisi konumunda bulunuyorlardı. O unvanı taşımasalar da fonksiyon olarak melikü’t-tüccârın görevlerini yerine getirmekteydiler.

Tahran gibi büyük şehirlerde melikü’t-tüccârlar bazı işlerin ters gitmesi durumunda otorite sağlayamadığı zaman merkezî hükümetin ticaret bakanlığına başvururdu. Bunun yanında özellikle başkentteki melikü’t-tüccâr, ekonomik ve malî konularda hükümete tavsiyelerde bulunarak şahın bir ekonomi uzmanı gibi danışmanlık yapardı. Bu manada bazı yarı resmî kaynaklar onu bir hükümet görevlisi olarak kaydetmişse de melikü’t-tüccâr makamı bürokratik bir hiyerarşi içinde yer almamıştır. Onlar meslek içi işleri düzeltmek ve yoluna koymak üzere bir sınıfın yetkilendirilmiş profesyonel temsilcisi olarak sadece arabuluculuk rolünü üstlenmişlerdir. Bir taraftan meslektaşlarına hükümet kararlarını bildirip onların sorumluluğunu hükümet nezdinde yüklenirken diğer taraftan meslektaşlarının menfaatlerini korumak ve onlar adına hükümetle ilgili işleri yerine getiriyorlardı. Bu yarı resmî pozisyonlarına rağmen melikü’t-tüccâr tamamıyla tüccarların adına yetkin bir lider de değildi.

Bazan melikü’t-tüccâr seçimine bile gerek kalmaksızın tüccarlar arasında kendiliğinden bir lider ortaya çıktığı da olmuştur. 1858’de Tebriz’de Aga Mir Muhammed Isfehanî adlı bir tüccar, bütün tüccarların doğal lideri konumundaydı ve şehirdeki bütün tartışma ve ihtilafları gidermişti. Bazı melikü’t-tüccârlar bir kararıyla şehrin bütün dükkânları kapatacak kadar güçlü otoriteye sahipti. XX. yüzyılın başında Tebriz’de melikü’ttüccâr Hacı Mehdi Kuza bunlardan biriydi.

Kaçar İranı’nda unvanların artmasıyla beraber melikü’t-tüccârlardan başka sözü geçen diğer tüccar reisleri arasında müşiru’t-tüccâr, mu‘temedü’t-tüccâr, mu‘înu’t-tüccâr ve nâzimu’ttüccâr gibi unvan taşıyanlar da vardı. Bunlar resmî bir pozisyonda olmadıkları gibi melikü’ttüccârın görevlerini de üstlenmiş değillerdi.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında gelişen ekonomik durum, hükümet ile tüccarlar arasındaki olan ilişkiyi de etkiledi. Hükümet tarafından malî sıkıntıları aşmak için alınan yeni tedbirler, tüccar sınıfını zor durumda bıraktı ve hükümetle aralarının açılmasına sebep oldu. 1890 yılındaki tütün ayrıcalığı ve yeni düzenlemeler, büyük tüccarların muhalefetini ve büyük şehirlerde melikü’t-tüccârın başkanlığında protesto hareketlerini beraberinde getirdi. Bu yönde gelişen olaylara bağlı olarak melikü’t-tüccârlık makamı hükümet nezdindeki itibarını kaybetti. Kaçarların düşüşü ve yeni müesseselerin kurulmasıyla birlikte melikü’t-tüccâr makamı işlevini tamamen yitirdi.

Rıza KURTULUŞ

KAYNAKÇA

Mirza Hasan Fesâ’i, Farsname- i Nasirî, I (1313), s. 308-309; Muhammed Hâşim Âsif, Rüstemü’t-Tevârîh, (yay. Muhammed Müşîrî), Tahran 1348, s. 94, 100; W. M. Floor, “The Merchants (Tujjar ) in Qâjâr Iran”, ZDMG, CXXVI(1976), s. 101-135; aynı yazar, “Bankruptcy in Qâjâr Iran”, ZDMG, CXXVII(1977), s. 61–76; G. N. Curzon, Persia and the Persian Question, I, London 1966, s. 450; Süheylâ Turâbî Fârsânî, “Rihteşinâsî-yi Tabak-i Tüccâr-ı Mukârin-i Cünbeş-i Meşrutiyet”, Mecelle-i İlmî-Pejuheşî-yi Dânişkede-i Edebiyyât ve Ulûm-İnsânî, II, İsfahan 1384, s. 63–88; Nadiya Bergnisi, “Tâcir”, Danişname-i Cihan-ı İslâm, VI, Tahran 1380, s. 50-52; G. G. Gilbar, “Malik al-Tudjdjar” EI, VI, s. 276-277.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
İstanbul evden eve nakliyat izmir dijital ajans dijital pazarlama vds satın al