
Burçak Evren tarafından kaleme alınan bu eser (İstanbul 1999), 370 sayfadan oluşan bu eser, Ali Otoman tarafından Osmanlı Esnafı adı altında Türkçeye tercüme edilerek yayınlandı (İstanbul 1999).
Osmanlı Devleti’nde esnaf terimi, eşsiz yeteneklere sahip el sanatı ustalarından sokak satıcılarına, hakkâklardan ciğercilere dek uzanan geniş kapsamlı ve o denli çeşitlilik gösteren bir alanı kapsıyordu. Bu farklı mesleklerin ortak paydası, lonca ve gediklerdi. Loncalar bir anlamda, dönemin merkezi otoritesi karşısında kendi haklarını koruyan sivil örgütlerdi. Kökeni tarikatlara daha geniş anlamda dine ve dinsel merasimlere dayanan lonca sisteminde hiyerarşi, sistem içinde seçilmiş ve sembol kişiler tarafından temsil ediliyordu. Çırak ve kalfa çıkarma, esnaf arasındaki sorunları çözme, cezalandırma ve ödüllendirme, merkezi otoriteden meslekî taleplerde bulunma loncaların yetki alanına giriyordu.
Gedik ise bir çeşit tekel ya da sınırlamalar bütünüydü. Dükkân açmak ya da kapatmak ya da her hangi yerde bir şey satmak tümüyle gedik yöntemine bağlı olarak yapılırdı. Gedik sahibinin bu yetkileri ölümünden sonra mirasçılarına geçmesi gibi bir devamlılık da gösteriyordu. Özellikle XVI. yüzyılda esnaf loncaları, gedikleri ve bunların denetimi çok gelişmiş durumdaydı. Loncalarda biraz ödüllendirmenin özendiriciliğinden yararlanmak, biraz da örgütlenme bilincini pekiştirmek amacıyla bir dizi dinsel içerikli tören yapılırdı. Örneğin çırak ya da kalfa çıkarmak bunların en ilginciydi. Bu törenlerde dinselliğin öne çıkarılması, esnafı manevî baskı altına alarak dürüstlüğe davet anlamına gelirdi. Bu araştırmada yalnızca esnafın çeşitliliği ortaya konulmak istenmiştir. Örneğin bugün tümüyle unutulmuş olan el sanatlarının en görkemlisi olan lülecilik ile çok kısa bir süre icra edilip tarih sahnesinden silinen kol gücüne dayalı sedyecilik bir arada işlenmiştir. Kitabın bir özelliği, görsel malzemenin nicelik ve nitelik açısından zenginliğinden gelmektedir.
Osmanlı Devleti’nde esnaf sözcüğünün, sanatçılardan zanaatkârlara kadar uzanan çok geniş bir kapsamı vardı. Hizmet veren, üreten, yaratan, emeğiyle geçinen herkes esnaftı. “Dua taneleri” tespihleri yapan ustalar, “Aşk ateşi söndürür” diye bağırarak sokaklarda yalınayak şifa dağıtan sebilciler, lüleciler, tulumbacılar ve hamallar, Burçak Evren’in kaleminden büyüteç altına alınarak inceleniyor.
H. Mustafa ERAVCI