
Osmanlı Devleti zamanında; özellikle XIII. yüzyıldan itibaren sosyal, iktisadî, dinî ve kültürel hayatı düzenleyen, devletin kurumsal kimliğini gösteren birtakım kurallar vardır. Esnaf ve sanatkârların bağlı bulunduğu Lonca kuruluşu ve Ahi birlikleri de hem sosyal hayatı düzenlemek hem de devletin kendi iç dinamiklerini kontrol etmek amacıyla birtakım kurallar geliştirmiştir. Bugün; günlük hayatta yaygın olarak söylenen pabucu dama atılmak deyiminin ortaya çıkış hikâyesi de böyle bir iç denetim mekanizmasının sonucudur.
Malın kalitesini yüksek tutmak, standartlara uygun üretim yapmak, müşteri memnuniyetini sağlamak, iş ve ticaret ahlakının sürekliliğini sağlamak, karaborsayı önlemek, usta-çırak ilişkisini oturtmak, usta yetiştirmek, fütüvvetnâmelerde tarif edilen esnaf anlayışını yerleştirmek vb. faaliyetleri, belirli bir disiplin içerisinde yerine getirmek için Lonca ve Esnaf Kuruluşları şöyle bir uygulama geliştirmişlerdir:
Her esnaf birliği kendi içerisinde müşteri memnuniyetini sağlamak ve vatandaşın mağdur olmasını önlemek için esnafını denetlerdi. Bu denetlemenin en müsait olduğu mesleklerden biri de kunduracılıktı. Diyelim ki bir ayakkabı satın aldınız veya ayakkabınızı tamir ettirdiniz ve ayakkabınız kusurlu çıktı. Bunun üzerine müşteri hemen esnaf şeyhi, kâhya, yiğitbaşı vb. bir hiyerarşi takip ederek ilgili kişiye şikâyetini iletirdi. Esnaf şeyhi de durumu inceleyerek kusurun kullanıcı hatası mı yoksa esnaf hatası mı olduğunu teşkilat ileri gelenleriyle / ihtiyar heyetiyle tespit eder ve şayet söz konusu kusur esnaftan kaynaklanmışsa o ayakkabının ücreti müşteriye ödenirdi. Yine ihtiyar heyetinin kararıyla o kusurlu ayakkabılar, kalitesiz mallar, ibreti âlem için o dükkânın damına atılırdı. Bu olay o esnaf için çok ağır bir cezaydı. Böylece o esnafın işine hile karıştırıldığı anlaşılırdı. Çarşıdan gelen geçen vatandaşlar da kimin iyi mal sattığını, kimin kötü mal sattığını anlardı. Hatta o esnafa gerekli görülürse geçici veya sürekli olarak yaptığı işten el çektirilirdi.
Sonuç olarak o ayakkabıcı hem maddî kazançtan mahrum oluyor hem de itibarı düştüğü için gerçekten pabucu dama atılmış oluyordu.
Bugünkü Ticaret ve Sanayi odalarının, meslek odalarının, meslek birliklerinin görevlerini yapan bu esnaf kuruluşları, bu ve buna benzer iç denetim mekanizmalarla hem sosyal hayatı düzene koyuyor hem de ISO, TSE vb. kalite standartlarının çekirdeğini oluşturuyordu.