abd haberleri canlı haber
Tarih Ansiklopedisi

Yeşil medrese tarihi nedir? Sultaniye medresesi özellikleri nelerdir? Yeşil medrese ne zaman yapıldı?

Bursa’da kendi adıyla bilinen semtte ve Yeşil Caminin hemen kuzey tarafında yer almaktadır. Sultaniye Medresesi olarak da bilinen yapının kitabesi olmasa da vakfiyesinden 1419 yılında Çelebi Sultan Mehmed tarafından inşa ettirildiği ve bu medresede bir müderris, iki mu’id 30 talebe ile iki hizmetlinin görev yaptığı anlaşılmaktadır. Almaşık duvar örgü tekniğinde taş ve tuğla malzemenin birlikte kullanıldığı medrese, açık avlulu ve dört eyvanlı eğitim- öğretim kurumlarından olup, iki katlı olarak tasarlanmış ve yapımına başlanmış iken, Çelebi Sultan Mehmed’in vefatı üzerine üst katı tamamlanamamış, sadece alt katı yapılabilmiştir.  Avluya giriş medresenin kuzey tarafına açılan sade sayılabilecek bir taç kapıyla sağlanmıştır. Cephenin kenar ortasındaki taç kapının kemerli girişi dikdörtgen bir niş içinde verilmiş ve yer yer çinilerle dekore edilmiştir.

Dış kapı ile avluya açılan iç kapının arasındaki koridor eyvan şeklinde derinlemesine düzenlenmiş, üstü de çapraz tonozla örtülmüştür. Kapının yarım tonoz ufak kubbesi örme gibi turkuaz ve beyaz çinilerle tezyin edilmiştir. Yapının duvarlarında, almaşık örgülü kemerli nişler içine alınan büyük dikdörtgen pencerelerin köşelik ve alınlıklarına monte edilen mozaik tekniğindeki çinilerle, muntazam kesilmiş taşların arasında yatay hatıllar oluşturan dikdörtgen tuğlalar cephelere zenginlik ve hareket getirmiştir. Pencerelerin kefeki taşından yapılmış söveleri, alınlıkları, hafifletici kemerleri,  turkuaz ve beyaz çinilerle zar biçiminde -dama tahtası gibi- yerleştirilmiş olup, aynaları ilgi çekicidir. Duvarların üst tarafını testere dişi şeklinde tuğla dizilerinden oluşan bir saçak sınırlamaktadır.

Taç kapıyı müteakiben çapraz tonozla örtülü giriş eyvanı ile geçilen dikdörtgen mekanlı açık avlunun etrafı üç taraftan kubbe ve tonoz örtülü revakla çevrilidir, ortasında da 2.60 m çapında 0.30 m yükseklikte fıskiyeli bir havuzu bulunmaktadır.Girişin karşısında bir ana eyvan ve iki yan eyvanla birlikte toplam dört eyvan avlunun kenar akslarına yerleştirilmiştir. Devşirme malzemenin de kullanıldığı silindirik gövdeli ve başlıklı revak sütunları, taş ve tuğla örgülü hafif sivri kemerlerle birbirine bağlanmış, kemer ayakları da köşeli ahşap gergi çubukları ile dengelenmiştir. Kubbeyle örtülü revakların arkasında bir müderris odası ile 13 adet öğrenci hücresi ve hela yerleri sıralanmaktadır. Öğrenci ve idarecilere tahsis edilen içleri ocakla donatılmış, üstleri bacalı bu hizmet mekânları tekne tonozlarla örtülü olup, basık kemerli dikdörtgen kapılarla avluya geçit verirken, dışarıya açılan birer büyük pencereyle de aydınlatılmaları sağlanmıştır. Yan eyvanların tonoz örtüsü “H” şeklinde kompoze edilmiş çinilerle kaplanmış, ortalarına kare geometrik yıldızlı göbek yerleştirilmiştir.

Girişin karşısında bulunan kubbeyle örtülü ana eyvan, cephe kitlesinden dışarı doğru taşıntı yaparak bağımsız ayrı bir bölüm haline gelmiştir.  Diğer hacimlere nispetle bir hayli yüksekte kalan ve basamaklarla çıkılan takriben 10.00 x 10.00 m ebadındaki kare planlı eyvanın kubbesi sekiz köşe baklavalı bir kasnak üzerine oturmakta, arka duvarında da büyük bir pencere açıklığı bulunmaktadır. Kubbe geçişleri mukarnas dolgulu pandantiflerle sağlanmış,  eyvanın tonozu lacivert, sarı renklerden müteşekkil dilimli bir yıldız etrafında ince dal ve stilize yapraklarla; tonoz yanları ise mavi-beyaz çinilerle tezyin edilmiştir.

Osmanlı döneminde Molla Hüsrev, Molla Yegânzâdeler, Yusuf Bâli  Fenârî, Alâeddin Ali gibi tanınmış bilginlerin ders verdiği medrese, Cumhuriyetin ilanından sonra 1923 yılından beri Türk İslam Eserleri Müzesi olarak faaliyet göstermektedir.  Deprem, yangın vb. gibi nedenlerle zaman içinde büyük tahribatlara maruz kaldığı için 1572 yıllarından başlayıp, ,1617,1670,1683,1742,1767,1775,1825,1974-75’lerde de devam eden onarımlar geçirmiş ve son yıllarda yeniden restore edilerek hizmete açılmıştır.

Yaşar ERDEMİR

KAYNAKÇA

Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı  Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri 806-855(1403-1451), İstanbul 1972, s.94-99; Komisyon, Türkiyede Vakıf Abideler ve Eski Eserler, III, Ankara 1983,s.318-321; Sedat Çetintaş, Bursa Tarihi Yerler, Müze, Camiler ve Türbeler, İstanbul 1934; Albert Gabriel, Une Capitale Tuguie, Brousse, Paris, 1959;Ali Saim Ülgen, Bursa Anıtları, İstanbul 1950.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
İstanbul evden eve nakliyat izmir dijital ajans dijital pazarlama vds satın al